HAYALLERİM VAR BENİM
HAYALLERİMİ ANLATAN HİKAYE
Hayallerim var benim. Ölmemek gibi mesela. Yaşamak gibi, en çok ağır gelen insana. Yada ölmek. yaşadığım bu kısacık zamana karşın , bir yığın birikiş anı.
Gerçi kim kaldı ki etrafımda ölümden başka? Annem , babam, kardeşim. Kimsem yok. Yapayalnızım. Kalbim kırık yaşamaya. Ölmeye daha yakınım. Tepemde uçuşan savaş uçakları beni her saniye ölümle kaynaştırıyor. Uzaklaşıyorum yaşamaktan. Şimdi bir asker belirdi kapıda. Yüzünde simsiyah bir maske tuttu rapunzel gibi saçlarımdan.annemin tararken canımı acıtmaktan korktuğu saçlarımdan. Sürükledi beni kapının önüne kadar. Bir zamanlar kardeşimle oyunlar oynadığımız kapının önüne kadar. Bir asker daha gördüm orda. Oda tuttu beni kollarımdan. Bir kamyonetin arkasına koydu, üzerimi örttü ve arabayı çalıştırdı. Nereye gidiyoruz? Bilmiyorum. Kalbim öyle bir çarpıyor ki korkudan.
…
Araba durdu bir anda. Ardından patlayan silah sesleri. Anide açıldı üzerime örtülen bez parçası. Oda bir askerdi. Önce korktum. Sonra kaçmaya yeltendim. Ama tuttu beni. Kafamı çevirince gördüğüm tek şey ay yıldızlı bir bayraktı. O iriyarı askerin göğsüne konulmuş ay yıldızlı bir bayrak. Beni kucağına alıp sımsıkı sarıldı. Korkma dedi. Korkma. Bizden sana zarar gelmez. İnanılmaz bir şeydi bu. İlk defa bir askerin söylediğini rahatlıkla anlıyordum.yemyeşil bir arabaya bindik .babamın en sevdiği renk olan yeşil bir arabaya. Upuzun bir yol varmış önümüzde. öyle söyledi asker abi. Saatler geçmiş ben uyuya kalmışım arabanın içinde. uyandığımda bir binanın önündeydik. Daha önce hiç bu kadar büyük bir bina görmedim. İndik arabadan. Elinden tuttum asker abinin. Hiç bırakmadım. Sımsıkı tuttum ellerini. Kahramanım o benim, kahramanım. Binaya girince önce biraz korktum. Burada çok asker var. Geçtik bir odaya. Burada da bir asker var. Ama biraz yaşlı ve sinirli. Oraya buraya emirler yağdırıyor. Beni görünce birden gülümsedi. senin ismin ne ufaklık? Diye sordu. Bilmiyorum dedim. Asıl değişik olan şu.; ben bu insanların dilinden nasıl anlıyorum? Nasıl oluyor da ben kendimi bu topraklara aitmiş gibi hissediyorum? Ben Suriye denen o savaş yerinin ortasında doğmadım mı? Bizde hep böyle konuşuyorduk aile içinde. dışardaki insanların konuşmasından hiçbir şey anlamıyordum. İsmimi biliyorum aslında. Yaşımın küçük olmasına rağmen çok şey öğrenmiştim annemden. İsmim Hayal. Annemin ve babamın düşlerini süsleyen ilk göz ağrıları. Hayal. Kardeşimin ismi ise, Hayat. Biraz konuştu asker abiler. Dışarı çıktık hep beraber. Hava baya kararmış. Tekrar o arabaya bindik. Yine bir binanın önünde durduk. Bizi kapıda bir kadın karşıladı. İçeriye davet etti. Önce şaşırdım. Çünkü burada benim gibi çok çocuk var.
HAYALLERİM HİKAYE,HAYALLERİM YAZI
…
Odaları geziyoruz şimdi. Burada çok yatak var. Farklı bir odaya girdik bu sefer. Diğerlerine hiç benzemiyor bu oda. Çok sert bir adam oturuyor odanın ortasındaki masada. Yanına gelip oturduk. Konuşmaya başladı bizi karşılayan kadın. Yaklaşık 4-5 yaşlarında olduğumu söyleyip burada kalıp kalamayacağımı sordu. O sert adam sadece 1 hafta burada kalabileceğimi söyledi. Tekrar birkaç oda gezdik. Beni sadece iki yatak olan bir odada bıraktılar. Dışarı çıktılar. Korkuyordum. Bir kız girdi aniden odaya. En baştaki yatağa oturup eline bir kitap aldı. Az sonra bizi karşılayan kadın odaya girdi. Yatakta oturan kızın kitap okuduğunu görünce sinir krizi geçirip kıza vurmaya başladı. Kızın bağırma sesleri bu tavanı yüksek odada adeta bir siren sesi gibi yankılanıyordu. Sonra bana döndü. Ve bağırarak yatağa yatmamı söyledi. Saatini göstererek saat 7. Siz saat yediyi görünce direk yatağa yatacaksınız yoksa her gün sizi döve döve yatırırım. Sizi pis mülteciler bütün yetimhaneyi kirleteceksiniz diye bağırdı ve çıktı. Korkan gözlerle birbirimize baktık. Yatağından kalkıp yanıma geldi ve zorlanarak. Yanına yatar ben? Dedi.ilk başta anlamadım. Daha sonra başımı sallayarak onayladım. Çünkü bende korkuyorum ve onu çok iyi anlıyorum. Sabah uyandığımda kız yanımda yoktu. Küçük bir kağıt parçası bırakıp bir yere gitmişti. Üzerinde adım Hayat. Yazıyordu. şaşırmıştım. Hemen odadan çıkmalı ve Hayat’ı bulmalıydım. Koşarak çıktım odadan. Karşıma dikildi yine o ürkünç kadın.Yine bağırdı bana. Geç kaldın sana yemek falan yok. Dedi merdivenlerden çıkarken Hayat’ı gördüm. Seslendim. Ama virüs(o ilginç kadın)saçımı tuttu ve kendine çekti. Daha sonra vurmaya başladı. Öyle ağır ki elleri. Ağzım burnum kanlar içinde odaya çıktım. Ardımdan hayat geldi. Yüzümdeki kanları elimizden geldiğince temizledik. Sırtımı açtığımda kocaman parmak izleri vardı. Aynaya tekrar bakamadım.
…
Bir hafta oldu ben buraya geleli. O asker abiler gelmiş beni almaya. Hayat öyle söyledi. Tekrar geldiklerini duyunca sevinçten havalara uçtum. Hayat’ın elinden tutup aşağı indim. Evet kahramanım gelmişti. Beni almalarını o kadar çok istiyordum ki. Biraz duraksadı asker abi. Yanına geldiğimizde yüzün dedi. Hayal yüzün. Duraksadım. İsmimi nerden öğrenmişti? Yüzüme ne olmuşu? Çok uzun zaman olmuştu aynaya bakmayalı. Koşarak yukarı çıktım. Ufak bir ayna vardı odamızda. Uzun zamandır çekmecemizde saklıydı. Aynayı çekmecemizden çıkarıp baktığımda şok oldum. Ağzım, yüzüm, tanınmaz hale gelmişti. Her yerim mosmordu. Koşarak aşağı indim ama asker abiler kapıda değillerdi. Yukarıya çıktım tekrar. O sert adamın yanına gitmişler. Bende hemen odaya daldım. Galiba kapıyı çalmayı unutmuşum. Müdür tam bağıracaktı ki asker abiler söze girdi. Beni yanına çağırıp yüzümü işaret ederek; görüyor musunuz müdür bey? Bu kızın yüzünün hali ne? Diye sordu. O sert adam önce ağzında bir şeyler geveledi, daha sonra söyleyecek bir şeyinin olmadığını ama kamera kayıtlarını izleyerek neler olduğunu görebileceklerini söyledi. Beni dışarıya çıkardılar ve kapının önünde bekleyeceğimi söylediler. Aradan çok geçmeden odadan sesler yükselmeye başladı. Bu nasıl bir rezalettir? Çocuklar burada dövülüyor mu? Derhal terk edin bu odayı! Derhal. Biraz sonra o sert adam dışarı çıktı ve garip kadına seslendi. Daha sonra onu azarlayarak kovulduğunu ve bir daha gizli işleri kameralar önünde yapmaması gerektiğini söylerken aniden asker abiler dışarı çıktılar. Ellerinde bir cd vardı. Demek sizin olan her şeyden haberiniz vardı. Takın kelepçeleri ikisine de. Dedi asker abi. Yaşasın kurtulduk hayat, kurtulduk. Asker abiler komutanlarını aradılar. Benim aklıma takılan şey şuydu, nasıl öğrenmişti adımı? Neden geri gelmişlerdi?
…
Aradan çok geçmeden komutan ve adamla kadını karakola gönderdi. Kahramanımın ismini ilk orada öğrendim. Adı Kahraman’ mış. Gerçekten şanslı mıyım yoksa şanssız mı bilmiyorum. Bazı insanlar şanssızken şanslı ama bir o kadar da şanssızdır. Çünkü şanssız olmak benim için bir şanstır… yine o yeşil araba gelmiş. Benim arabaya binmemi ve buradan gitmemizi istediler ama ben Hayat’ı göstererek reddettim. Onu burada bırakıp hiçbir yere gidemem! Kim bilir buraya ne canavar insanlar gelecek? Komutanla askerler aralarında konuştular. Bana dönerek Hayat’ı yanımızda götürebileceğimizi söylediler. O kadar mutlu oldum ki. Hep beraber arabaya bindik. O kocaman binanın önünde durduk yine. Yine girdik aynı odaya. Bu sefer çok kısa sürdü oraya girişimiz. Birkaç belge alıp çıktılar. Kağıdı bana gösterip bak dedi ismin yazıyor. Beni anlıyor musun? Anlıyorum dedim şu ana kadar konuştuğunuz her şeyi anladım. Şok olmuşlardı. Ben onlara göre bir mülteciydim. Doğal olarak benim farklı bir dil konuşmam gerekiyordu. Kısa bir sessizlik oldu. Ardından oku dedim. Kağıtta yazanı oku. Kahraman abi başladı okumaya. Adı: Hayal. Soyadı: yılmaz. Anne adı: öykü, baba adı: jalil. Büyük ihtimal ile annesi Türkiye vatandaşı fakat baba bilinmiyor. Annenin Türkiye’de birinci dereceden akrabalarının olması annenin kesin Türk vatandaşı olduğunu kanıtlıyor. Bu akrabalar Hayal için önemlidir. Derhal akrabalarının aranması gerekmektedir. Yazı bittiğinde bu sefer ben çok şaşırmıştım. Kızmıştım da anneme. Bize hiç bundan bahsetmemiş her konu açılmasında hemen konuyu kapatıyordu. Hiçbir şey yokmuş gibi arabaya bindim. Akşam oluyor. Nerede kalacağımızı bilmiyoruz. Dönüp Kahraman abiye sordum nereye gittiğimizi. Yetimhane dedi. Hayır diye bağırdım. Orası olmaz! Sakin ol oraya değil başka bir yere gidiyoruz dedi. Bizi bu sefer gerçekten güzel bir yere getirip kaydımızı yaptırdılar. Pespembe idi bu bina. İçinde sadece kız çocukları vardı.
…
Bir hafta geçmişti yine. Yine gelmesini bekledim asker abilerin. Ama yoklardı. Onun yerine bir kağıt gelmişti. Kağıtta benim bir teyzem olduğu ve beni ve Hayat’ı evlat edinmek istediği yazıyordu.
hayallerim öykü,hayallerim konulu deneme,hayallerim konulu hikaye,hayallerimi anlatan hikaye kompozisyon,Kompozisyon Örnekleri,
…
0 Yorumlar